Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam

Kendime Yeniden Doğarken

Kültür 22.11.2025 - 12:03, Güncelleme: 22.11.2025 - 12:03
 

Kendime Yeniden Doğarken

Hayatın içinde kaç kez öldüm, kaç kez küllerimden yeniden doğdum, bazen ben bile hatırlamıyorum. Fakat artık şunu çok net biliyorum: Her ölüm, beni hakikate biraz daha yaklaştıran bir kapıydı. Her kapanış, ruhumun yeni bir seviyeye geçebilmesi için gerekli olan bir teslimiyetti.Eski benliklerim birer birer çözülürken, o dönemlerde acı sandığım şeyler aslında kendi iç ışığıma kavuşmak için attığım ilk adımlarmış. Bugün geriye dönüp baktığımda bunun ne kadar kutsal bir süreç olduğunu daha iyi anlıyorum. Çünkü her bir yıkılışım, içimde saklı kalan gücü daha görünür hale getirdi. Her bir vedam, potansiyelimi uyandırdı. Ve öz benliğim, sonunda küllerin arasından yeniden doğdu .Artık yıkılmaz, sarsılmaz, kendi içinde hüküm süren bir iç saltanata sahibim. Bu saltanat dışarıdan değil; tamamen içeriden, ruhumun merkezinden yükselen bir hâkimiyet… Bir özgürlük… Bir hatırlayış… Geriye dönüp baktığımda, geçmişte bıraktığım tüm versiyonlarıma sevgiyle göz kırpıyorum. Çünkü onların hepsi beni bugüne getirebilmek için görevini eksiksiz yerine getirdi. Hepsi, ruhumun yolculuğunda bir durak, bir öğretmen, bir işaret gibiydi. Kimi bana gücümü hatırlattı, kimi sabrımı sınadı, kimi de içimdeki sesin gerçekten bana ait olup olmadığını anlamam için bir ayna tuttu. Fakat tüm bu döngülerin içinde değişmeyen tek bir şey vardı: Vicdanımın, özümün, iç sesimin beni yönlendirdiği o kadim enerjisi. Her ne olursa olsun, içimdeki o ses beni hep doğru yola çekti. Dağıldığımda topladı, sustuğumda fısıldadı, yorulduğumda nefes oldu. Düştüğüm kuyular da oldu, karanlık sokaklar da…Kaybolduğum yollar da tükendiğimi sandığım anlar da… Ama her seferinde bir şekilde yolumu buldum. Kendimle yüzleşmekten kaçmadığım için, içimdeki rehber beni hep daha güçlü bir versiyona taşıdı.Bugün sahip olduğum gücü başka kimseye borçlu değilim. Kurtuluşumu, ayağa kalkışımı, yeniden doğuşlarımı kendim inşa ettim.Ve bu yüzden, ruhumun önünde saygıyla eğilen tek kişi yine benim. Kimseye bir borcum yok. Hiç kimse için eksilmek zorunda değilim. Bugünkü gücüm, kendi kendime verdiğim emeğin, sabrın, direnişin ve teslimiyetin bir sonucudur. Ve işte tam da bu yüzden…Küllerimden doğduğum her an, yeni bir ben yarattım. Her doğuşumda daha özgür, daha güçlü, daha gerçek oldum. Bu da benim en büyük şifam oldu. Peki ya sen kaç kez küllerinden yeniden doğdun?  Sevgi ve şifa ile aşk ile …  

Hayatın içinde kaç kez öldüm, kaç kez küllerimden yeniden doğdum, bazen ben bile hatırlamıyorum. Fakat artık şunu çok net biliyorum: Her ölüm, beni hakikate biraz daha yaklaştıran bir kapıydı. Her kapanış, ruhumun yeni bir seviyeye geçebilmesi için gerekli olan bir teslimiyetti.Eski benliklerim birer birer çözülürken, o dönemlerde acı sandığım şeyler aslında kendi iç ışığıma kavuşmak için attığım ilk adımlarmış.

Bugün geriye dönüp baktığımda bunun ne kadar kutsal bir süreç olduğunu daha iyi anlıyorum. Çünkü her bir yıkılışım, içimde saklı kalan gücü daha görünür hale getirdi. Her bir vedam, potansiyelimi uyandırdı. Ve öz benliğim, sonunda küllerin arasından yeniden doğdu

.Artık yıkılmaz, sarsılmaz, kendi içinde hüküm süren bir iç saltanata sahibim.

Bu saltanat dışarıdan değil; tamamen içeriden, ruhumun merkezinden yükselen bir hâkimiyet… Bir özgürlük… Bir hatırlayış…

Geriye dönüp baktığımda, geçmişte bıraktığım tüm versiyonlarıma sevgiyle göz kırpıyorum. Çünkü onların hepsi beni bugüne getirebilmek için görevini eksiksiz yerine getirdi. Hepsi, ruhumun yolculuğunda bir durak, bir öğretmen, bir işaret gibiydi. Kimi bana gücümü hatırlattı, kimi sabrımı sınadı, kimi de içimdeki sesin gerçekten bana ait olup olmadığını anlamam için bir ayna tuttu.

Fakat tüm bu döngülerin içinde değişmeyen tek bir şey vardı: Vicdanımın, özümün, iç sesimin beni yönlendirdiği o kadim enerjisi. Her ne olursa olsun, içimdeki o ses beni hep doğru yola çekti. Dağıldığımda topladı, sustuğumda fısıldadı, yorulduğumda nefes oldu. Düştüğüm kuyular da oldu, karanlık sokaklar da…Kaybolduğum yollar da tükendiğimi sandığım anlar da… Ama her seferinde bir şekilde yolumu buldum.

Kendimle yüzleşmekten kaçmadığım için, içimdeki rehber beni hep daha güçlü bir versiyona taşıdı.Bugün sahip olduğum gücü başka kimseye borçlu değilim. Kurtuluşumu, ayağa kalkışımı, yeniden doğuşlarımı kendim inşa ettim.Ve bu yüzden, ruhumun önünde saygıyla eğilen tek kişi yine benim.

Kimseye bir borcum yok.

Hiç kimse için eksilmek zorunda değilim.

Bugünkü gücüm, kendi kendime verdiğim emeğin, sabrın, direnişin ve teslimiyetin bir sonucudur.

Ve işte tam da bu yüzden…Küllerimden doğduğum her an, yeni bir ben yarattım.

Her doğuşumda daha özgür, daha güçlü, daha gerçek oldum.

Bu da benim en büyük şifam oldu.

Peki ya sen kaç kez küllerinden yeniden doğdun? 

Sevgi ve şifa ile aşk ile …

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (1 )

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve webtvhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Demir
(22.11.2025 15:38 - #361)
Söylediğiniz ilk söz gibi . İçinde yaladığımız Dünya da kaç kez öldü ve kaç kez dirildi .. zaman da öyle insanlar gibi.. hatta mevsimler de öyle sonbahar ve yaz da dirilen ama sonbahar da ölen mevsimler gibi .. soru şu olmalı hayatın ve herşeyin anlamı tekrar mı?
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve webtvhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.