Kader mi, Seçim mi?

Hayat sadece seçimlerden mi ibarettir, yoksa kaderin bir cilvesi midir? Bu sorunun etrafında birçok cümle kurulabilir, uzun yazılar yazılabilir. Ancak ben, bu sorgulamanın küçük bir parçası olarak sadece bu soruyu sizler için buraya bırakıyorum. Bana göre hayat, seçimlerimizin oluşturduğu kaderin bir yansımasıdır. Çünkü özgür irademizle yaptığımız her seçimin sonucundan biz sorumluyuz. Öyleyse neden kadere isyan ederiz?İnsan bazen bir girdabın içinde sürükleniyormuş gibi hissedebilir; yolunu ve yönünü kaybedebilir. Bazen de bir aşkın kurbanı olup celladına âşık olabilir. Ancak kaderin çarkının döndüğü bir nokta vardır ki, o noktadan sonra seçimler tamamen değişir. İnsan önce kendini seçtiğinde, kendi değerini, misyonunu ve özünü fark ettiğinde kaderin değişeceği yer işte orasıdır. Ve her şey bir anda değişir. Bize acı veren, aşağıya çeken, ilerlememize engel olan ve yolumuzu kaybetmemize neden olan her türlü duyguyu geride bırakma cesaretini gösterdiğimizde, o mutlak kara delik yerini ışığa bırakmaya başlar. Sevgili ruhdaşım, her ne seni korkutuyorsa korkma. Kaderimin yönünü değiştirdiğim yerden sesleniyorum sana. Yol ayrımları olsa da varacağımız yuva aynıdır. Yürümekten, yeniden başlamaktan ve ilerlemekten korkma. Kader, mutlak bir sonuç değil; seçimlerimizin bütünüdür.İnsan bazen dışarıdaki tüm sesleri susturmalı, sadece iç sesini dinlemelidir. Durmalı, dinlenmeli, olanı biteni gözlemlemeli ve yola kaldığı yerden değil, idrak ettiği yerden yeniden çıkmalıdır. Yolunu değiştirmek için geç kalmadın. Her yeni gün, yeni bir başlangıca gebedir.   Hadi, durma. Çık yola. Yol seni bekliyor, sevgili güzel insan.   Sevgilerimle, Işığın daim olsun...