Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam

"Geçinemiyoruz" Diyen İktidar Yöneticisi: Samimi mi, Çelişkili mi?

Gündem 27.06.2025 - 08:09, Güncelleme: 27.06.2025 - 10:13
 

"Geçinemiyoruz" Diyen İktidar Yöneticisi: Samimi mi, Çelişkili mi?

Karabük’te bir sendika başkanı olarak kamu emekçilerinin ekonomik taleplerini yüksek sesle dile getiren Damla Yılmaz Ekemen’in basın açıklaması dikkat çekiciydi. Ancak bu açıklamayı farklı kılan sadece talepler değil, o talepleri dile getiren kişinin aynı zamanda iktidar partisinin Karabük İl Yönetimi içinde yer alıyor oluşuydu. “Geçinemiyoruz”, “Bu zamlarla yaşanmaz”, “Müzakereye bile gerek yok” gibi ifadeler, Türkiye’nin dört bir yanında muhalefet çevrelerinden, sendikal platformlardan sıkça duyduğumuz cümleler. Ancak bu kez bu sözler, doğrudan hükümeti temsil eden bir partinin il yöneticisinin ağzından çıktı. Peki bu durum ne kadar samimi, ne kadar tutarlı? İki Şapka, İki Mesaj Bir yanda işçilerin temsilcisi olarak hak arayan bir sendika başkanı... Diğer yanda iktidar partisinin karar mekanizmasına doğrudan katkı sunan bir yönetici… Bu iki şapkayı aynı anda taşımak, sadece etik değil, siyasal bir denge meselesi de. Çünkü bugünkü açıklamada ifade edilen tüm ekonomik rahatsızlıklar, aslında doğrudan hükümetin ekonomik politikalarının sonucu. Eğer geçinemiyorsak, eğer ücretler enflasyon karşısında eziliyorsa, bunun adresi bellidir: Ekonomiyi yöneten iktidar. Bu durumda, aynı zamanda bu iktidarın Karabük’teki temsilcilerinden biri olan Ekemen’in bu sistemi eleştirmesi, kendi pozisyonunu tartışmalı hale getiriyor. Geçim Krizi Gerçek, Ama Eleştirinin Sahibi Kim? Elbette sağlık işçilerinin yaşadığı geçim sıkıntısı inkâr edilemez. Ve bu sıkıntının dillendirilmesi de kıymetlidir. Ancak burada esas sorgulanması gereken şudur: İktidar partisinin yöneticisiyseniz, bu ekonomik düzenin parçası değil, doğrudan sorumlususunuz. Bu durumda basın açıklaması bir hak arama refleksi değil, siyasi sorumluluktan kaçış gibi algılanabilir. Çünkü kamuoyu şunu sormakta haklıdır: “Eğer siz de bu sistemden şikâyetçiyseniz, neden o partinin yönetimindesiniz?” Hak Mücadelesi Mi, İmaj Yönetimi Mi? Burada bir başka önemli nokta da şudur: Bu tür açıklamalar, sendikal zeminde kazanım sağlamaktan çok, yerel ölçekte siyasi pozisyonu korumaya yönelik bir imaj yönetimi aracı haline dönüşebilir. İktidarın nimetlerinden faydalanan bir kişinin, aynı anda mağdur edebiyatı yapması, kamuoyunda ciddi bir güven erozyonuna yol açabilir. Halk, yöneticilerden netlik ister. Ya bu düzeni savunursunuz, ya da karşı durursunuz. “Hem iktidarın içindeyim hem de mağdurum” yaklaşımı inandırıcılığını yitirir. İki Tarafa da Şeffaflık Borcu Var Damla Yılmaz Ekemen’in yaptığı açıklama, içeriği itibarıyla işçiler adına değerli olabilir. Ancak konumu itibarıyla ciddi bir çelişki barındırmaktadır. Kamuoyu adına bu soruyu sormak gerekir: “Eğer sistemle bu kadar sorununuz varsa, neden o sistemin parçası olmaya devam ediyorsunuz?” Artık siyaset ve sendikacılık arasındaki sınırlar netleştirilmeli. Aksi takdirde ne halk, ne işçi, ne de kamu vicdanı bu açıklamaları ciddiye alır.

Karabük’te bir sendika başkanı olarak kamu emekçilerinin ekonomik taleplerini yüksek sesle dile getiren Damla Yılmaz Ekemen’in basın açıklaması dikkat çekiciydi. Ancak bu açıklamayı farklı kılan sadece talepler değil, o talepleri dile getiren kişinin aynı zamanda iktidar partisinin Karabük İl Yönetimi içinde yer alıyor oluşuydu.

“Geçinemiyoruz”, “Bu zamlarla yaşanmaz”, “Müzakereye bile gerek yok” gibi ifadeler, Türkiye’nin dört bir yanında muhalefet çevrelerinden, sendikal platformlardan sıkça duyduğumuz cümleler. Ancak bu kez bu sözler, doğrudan hükümeti temsil eden bir partinin il yöneticisinin ağzından çıktı.

Peki bu durum ne kadar samimi, ne kadar tutarlı?

İki Şapka, İki Mesaj

Bir yanda işçilerin temsilcisi olarak hak arayan bir sendika başkanı...
Diğer yanda iktidar partisinin karar mekanizmasına doğrudan katkı sunan bir yönetici…

Bu iki şapkayı aynı anda taşımak, sadece etik değil, siyasal bir denge meselesi de. Çünkü bugünkü açıklamada ifade edilen tüm ekonomik rahatsızlıklar, aslında doğrudan hükümetin ekonomik politikalarının sonucu.

Eğer geçinemiyorsak, eğer ücretler enflasyon karşısında eziliyorsa, bunun adresi bellidir: Ekonomiyi yöneten iktidar. Bu durumda, aynı zamanda bu iktidarın Karabük’teki temsilcilerinden biri olan Ekemen’in bu sistemi eleştirmesi, kendi pozisyonunu tartışmalı hale getiriyor.

Geçim Krizi Gerçek, Ama Eleştirinin Sahibi Kim?

Elbette sağlık işçilerinin yaşadığı geçim sıkıntısı inkâr edilemez. Ve bu sıkıntının dillendirilmesi de kıymetlidir. Ancak burada esas sorgulanması gereken şudur:

İktidar partisinin yöneticisiyseniz, bu ekonomik düzenin parçası değil, doğrudan sorumlususunuz.

Bu durumda basın açıklaması bir hak arama refleksi değil, siyasi sorumluluktan kaçış gibi algılanabilir. Çünkü kamuoyu şunu sormakta haklıdır:

“Eğer siz de bu sistemden şikâyetçiyseniz, neden o partinin yönetimindesiniz?”

Hak Mücadelesi Mi, İmaj Yönetimi Mi?

Burada bir başka önemli nokta da şudur:
Bu tür açıklamalar, sendikal zeminde kazanım sağlamaktan çok, yerel ölçekte siyasi pozisyonu korumaya yönelik bir imaj yönetimi aracı haline dönüşebilir.

İktidarın nimetlerinden faydalanan bir kişinin, aynı anda mağdur edebiyatı yapması, kamuoyunda ciddi bir güven erozyonuna yol açabilir. Halk, yöneticilerden netlik ister. Ya bu düzeni savunursunuz, ya da karşı durursunuz. “Hem iktidarın içindeyim hem de mağdurum” yaklaşımı inandırıcılığını yitirir.
İki Tarafa da Şeffaflık Borcu Var
Damla Yılmaz Ekemen’in yaptığı açıklama, içeriği itibarıyla işçiler adına değerli olabilir. Ancak konumu itibarıyla ciddi bir çelişki barındırmaktadır.

Kamuoyu adına bu soruyu sormak gerekir:

“Eğer sistemle bu kadar sorununuz varsa, neden o sistemin parçası olmaya devam ediyorsunuz?”

Artık siyaset ve sendikacılık arasındaki sınırlar netleştirilmeli. Aksi takdirde ne halk, ne işçi, ne de kamu vicdanı bu açıklamaları ciddiye alır.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve webtvhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.