DÜNYANIN ŞİMARIK VE ARSİZ ÇOCUĞU İSRAİL

Dünyanın kadim devletlerinden birisi olan İran'a, emperyalistlerin maşası İsrail tarafından dururken bir saldırı yapıldı. Kalleşçe yapılan bu gezilerde İran hazırlıksız yakalandı ve önemli ölçüde tahribat yaşandı. Şimdi; Birileri İran'ın uykudayken bu saldırı ile dalga geçmektedirler. Televizyonlarda, herkesin savaş uzmanı olmuş olayı akıllarına estiği bir şekilde yorumlamaktadırlar. " Küçük, bir devlet İsrail 80 katı büyüklükteki İran'ı yerle bir etti " şeklinde küçümseyici tavırlar kızla gitmektedir. Öyle mi? CHP'nin bölünmez milletvekillerinden Birgül Ayman Güler , planın 22 sınırındaki değişime yönelikti ve bunun için BOP Projesi yıllar önce kurulduğunda, yönetili yönetilenler kulaklarını tıkamışlardı. Zaman içerisinde, bu plan tıkır tıkır çalıştırılmış ve Ortadoğu'daki birçok ülkenin sınırları dahilinde, ülkelerde çok parçalı hale oluşmuştu. Irak ve Suriye olaylarında biz de ne yazık ki, bu planların bir parçası olmuştu. Ne deniyordu, Suriye parçalanacak, sıra İran'a gelecek. Davulla çalınır gibi ilan ediliyordu, bu amaç. Elbette, nihai amaç da Türkiye idi. Bunu falcılar söylemiyordu. Şimdi İran'a yerleştiler. Eğer halledebilirlerse sıra bize gelecek. İran'daki baskıcı Molla Rejimi, bize de rejim yapmaya çalışan, yobaz ve gerici bir yönetimdir. Şimdi bu düzenlemenin içeriği amaçlanmaktadır. Bu rejimin emperyalistlerinin iki dudağı arasında değil, İran Halkının elinde olmalıdır. Bu dönüşüm ve baskıcı yönetimini destekleme aklımızın ucundan geçmez. Bizim için önemli olan halktır. İran Halkı da Türkiye'ye dosttur. Baskıcı yönetimler bile bunu uzun süre bozamamışlardır. Aynı durum İsrail Halkı için de geçerlidir. İsrail Halkının da bize düşmanlığı yoktur. Mesele; Baskıcı ve faşist yönetimlerin kendini gösterdiğini gösteriyor. Halkların kardeşliğini, bu kendini beğenmiş ve emperyalizmin piyona olan yöneticileri bozmaktadırlar. Sorun kifayetsiz muhterislerden kaynaklanmaktadır. Şimdi gelelim bam teline. 20 bin m2'lik bir alana ve 10 milyonluk nüfusa sahip, İsrail, koskoca İran'ı kendi gücüyle mi dövüyor? İsrail, teknolojik anlamda gelişmiştir de gücüyle kilometrelerce uzaklıktaki İran'a bomba yağdırmaktadır? Elbette hayır. İsrail'in arkasında, günümüz imparatorluğu imparatorlukları vardır. İngiltere, Fransa, İtalya, Kanada ve en önemlisi ABD, İsrail'i piyon olarak kullanmakta, böylesine haksız bir şekilde Almanya'da bir yandan yeni üretilen silahları denerlerken bir yandan da İran'ı bölme hesabı yapıyorlar. Çünkü parçalanan ülkelerin yönetimi onlar için daha kolaydır. İsrail, daha önceden parçalanmış olan Irak, Suriye, Ürdün hava sahalarını kullanmakta ve psikolojik üstünlük sağlamaya çalışmaktadır. Yine de, ABD, İngiltere ve Fransa'nın üslerinin bulunduğu mıymıntı Arap ülkelerini İsrail'in her türlü insanı için kullanabilirler. Bileşik Arap Emirlikleri, İran'a iki adım ötededir ve ikmaller bu ülke ile Katar'dan yapılmaktadır. Kısacası İsrail ile İran arasında savaş yok ve İsrail'in İran'ın kullandığı bölgede neredeyse eşit bir dinlenme var. Gelelim, bu anlamsız savaşın başlatılmasının gerekçesine. Kendisinde nükleer silah bulunan İsrail, "İran nükleer silah üretecekti" . Bunu söylemek bir bacaksıza düşer mi? Arkasında günümüzün yedi düveli bulunan şımarık ve arsız çocuk kendinde bu hakkını buluyor. Yıllardır, Gazze'de çoluk çocuk, bebek yaşlı demeden hunharca cana kıyan İsrail'in başındaki cani bunu diyebiliyor. Şimdi de açık açık ABD ve diğer ağabeylerinden yardım istiyor. Nedeni, sert bir kayaya tosladığının var olduğu için. İran, kolay bir lokma değil. Hele hele kâğıttan kaplan hiç değil. Yöneticilerinin aymazlığı, istihbarat zaafı olmasına karşın, direnebilen bir özelliği var. Sadece İsrail'e karşı değil, çok güce karşı savaşıyor. Biz, ne yapmalıyız? Elbette emperyalizme karşı İran'ın yanında yer almalıyız. Neyin, nasıl ödeneceğini bilirler. Kürecik'i mi kapatırlar, İncirlik'i mi devre dışı bırakırlar, petrol hatlarını mı boşaltırlar, onları bilirler. Ama, yapılması gereken en önemli işlerden birisi Büyük Atatürk'ün dediği gibi, iç cepheyi tez elden güçlendirmelidirler. Onun için demokrasiyi daha iyi işler hale getirmeliler, hak, hukuk, adalet kavramlarını anımsamalılar, yargıyı bağımsızlaştırmalılar ve muhalefete düşman hukuktan vazgeçmeliler. İç cephe güçlendirilmezse, ülkenin zayıf düşeceği bilenmelidirler.