ÇİĞ YEMEDİK Kİ KARNIMIZ AĞRISIN, DAVA TRT’DE CANLI YAYINLANSIN

Geçtiğimiz haftalarda nihayet sunulan, Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu için 23 
asırdan fazla ceza öngören iftiraname, yandaş medya tarafından her gün suç unsurları 
aradıkları bir malzeme haline getirilmiş durumdadır. 
Her geçen gün medya manipülasyonlarıyla doğrular eğilmeye, gerçekler gizlenmeye 
çalışılmaktadır. İktidar elinde bulundurduğu medya gücüyle hakikati yalana boğdurmaya 
çalışmaktadır. 
Nedir yalan? Nedir hakikat? 
Valizlerde para var dediler – Jammer olduğu ortaya çıktı. 
560 milyar yolsuzluk var dediler – iftiranamede 160 milyara düşürdüler. Aradaki 400 milyar 
unutuldu, 160 milyar ispatlanamadı. 
Farklı tarihlerde, farklı kişiler noktasından virgülüne bire bir aynı ifadeyi verdi. 
Seçim çalışması suç sayıldı. 
Kreş bağışları rüşvet sayıldı. 
Kurultayımızdaki sloganlar, pankartlar, tezahüratlar suç sayıldı. 
Yolsuzluk soruşturması dediler CHP’ye kapatma istemi çıktı. 
Tek kare fotoğraftan casusluk çıkardılar, örgüt şemasına koydular. 
“KİPTAŞ’tan delegelere daire verildi dediler tek bir kayda rastlanmadı. 
“Delegelere Iphone dağıtıldı” dediler. Bahsedilen telefon modelinin o tarihte henüz piyasaya 
sürülmediği ortaya çıktı. İddianamede yer almadı. 
“Parkelerin altından 2 milyon dolar çıktı” dediler iddianamede yer almadı. 
“İmamoğlu dükkanımı gasp etti” dediler, yapısı kaçak çıktı. 
Neydi hakikat? 
Örgüt dediler. Örgüt çıkmadı. Suç dediler. Suç çıkmadı. 
CHP Gençlik Örgütleri olarak hatırlatıyoruz: 
Geçmişte Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çeşitli suçlardan dolayı 18 dosyadan dava açıldı. Fakat 
polis kapısını çalmadı, nezarete konmadı, tutuklu yargılanmadı. Kesin hüküm giymeden cezaevi 
nedir bilmedi. Bugün ise aynı kişi, en güçlü siyasi rakibine yönelik iddianame henüz mahkemece 
kabul edilmeden elinde bulundurduğu medya gücüyle Cumhurbaşkanı Adayımız Sayın Ekrem 
İmamoğlu’nu peşinen suçlu ilan ettiriyor.  
Hakikatten bahsettik. Peki neydi yalan? Neydi kötülük? 
Bazı kanallar ve yayınlar maşa haline gelmiş, masumiyet karinesi ayaklar altına alınmış 
durumda. Utanarak izliyoruz ve görüyoruz ki asılsız, delilsiz bu kopyala-yapıştır iddianame 
üzerinden yorumlar yapılıyor, bol keseden hükümler dağıtılıyor. 
Bugün karşımızda öyle bir tablo var ki, 86 milyonun vergisiyle ayakta duran TRT, muhalefetin 
söylemlerine yer vermeye tenezzül dahi etmiyor bu da yetmezmiş gibi bir de muhalefete 
yönelik bir karşı propaganda yürütüyor.  
Halkın haber alma hakkını koruyan bir kurumun böyle çalışması asla ve asla kabul edilemez.  
19 Mart’tan sonra yaşanan süreçte, siyasi operasyonların ekran ayağı haline gelen ve sözde 
dezenformasyonla mücadele içinde olduğunu söyleyen iktidarın dezenformasyon makinası 
TRT, her gün yaptığı haberler ve yayınlarıyla iftirayı besliyor. Bu ülkenin milyonlarca yurttaşının 
vergisiyle çalışan bir kurumun görevi bu mudur? 
Ellerindeki resmi belgede 772 bin TL yazıyor, TRT, ekranlarında bunu 772 milyon TL diye halka 
sunuyor.  
Madem öyle, gelin milletimizin gözünün içine baka baka gerçek rakamları konuşalım.  
2021–2023 döneminde TRT’nin yurttaşın aldığı telefon, bilgisayar, tablet ve akıllı saatlerden 
topladığı bandrol geliri neredeyse 30 milyar TL… 
2023 yılında kurum dışından getirilen konukların konaklaması için harcanan para 14,4 milyon 
TL… 
Dışarıdan sağlanan hizmetlere 3 milyar 420 bin 106 TL aktarıldı. 
Görüntü, dekor, kostüm, makyaj ve aksesuar için ödenen tutar 12 milyon 172 bin TL… 
Peki bu para nereden geliyor? 
Bunların hepsi milletin cebinden çıkan paralardır. 
Her ay faturalarımıza yansıyan kalemlerden… 
Kamu kurumlarının aktardığı bütçelerden… 
Her haneden, her işletmeden, her esnaftan alınan vergilerden… 
Kısacası, hepimizin alın terinden… 
TRT yerinde duruyor. Stüdyolar yerinde. Kameralar yerinde. Bu milletin ödediği vergilerle 
alınan tüm ekipmanlar yerinde. 
Bugün CHP Gençlik Örgütleri olarak; Türkiye’nin dört bir yanından duyulacak bir çağrı 
yapıyoruz: Mecliste yasal düzenlemeler yapılsın. Duruşmalar, TRT’den canlı yayınlansın. Bu 
halkın vicdanından, milletin adalet duygusundan korkmayın.  
Bilinsin ki karşımızda her ne kadar siyasi güçlerini öfke ve korku üzerine kuran bir iktidar olsa 
da bizler haklı, erdemli ve güçlü bir mücadelenin sahipleriyiz. Biz kendimize güveniyoruz. 
Karanlık yolları aydınlatacak adalet meşalesini her daim yanımızda taşıyoruz. 
86 milyonun vicdanına, 
Halkın adaletine güveniyoruz. 
Çiğ yemedik ki karnımız ağrısın; 
Dezenformasyon son bulsun, masumiyet karinesi korunsun. 
Onlar her gün, her saat konuşuyor bir de Ekrem başkan konuşsun. 
Dava TRT'de Canlı Yayınlansın!