Birlikte Susmak da Sevmektir

Merhaba değerli dostlar bu hafta sizlere sevginin gücünün onun yokluğunda bile devam ettiğini anlatabilmek istedim .Yazımızın kahramanı sevgiyle ve aşkla bir evlilik yasayan Ramazan bey bende bu yazımda hem gençlere sevginin gücünü hemde kendi değerlerinizle sevgiye sarılırsanız sevginin ölümsüz olduğunu anlatmak istedim. Ramazan Bey hayat arkadaşını kaybettikten sonra kaleme aldığı mektubunda sevginin en derin hâlini anlatıyor bize . Sözcükler bazen yetersiz kalıyor ve içindeki sessizlik her şeyden daha gür. Bu sessizlik sadece bir acının değil aynı zamanda bir sevdanın yankısı. Çünkü bazen sevgi kelimelere sığmaz bazen en güçlü duygular sessizlikte saklanır.

Ramazan Bey’in bu mektubu gençlere sevginin ne olduğunu anlatmak için bir pusula gibi. O rahmetli eşine duyduğu sevgiyi anlatırken aslında hepimize sevmenin ne demek olduğunu hatırlatıyor. Sevgi birlikte geçirilen zamanların toplamı değildir sadece aynı zamanda birlikte susabilmenin birlikte yaşlanabilmenin, birlikte eksilebilmenin adıdır. Ramazan Bey’in sevgisi sadece güzel günlerde değil hastalıkta, yaşlılıkta, vedada da sürmüş. Sevgi, onun için bir duygu değil, bir sadakat biçimi olmuş. Eşinin yokluğunda bile onunla konuşmaya devam etmiş onunla yaşadığı anları kalbinde taşımış. Sevdiğiniz kişi artık yanınızda olmasa da onunla yaşadığınız her an sizinle kalır. Onun sesi, onun bakışı, onunla paylaştığınız sıradan bir gün bile bir ömür boyu sizinle yürür.

“Yolculuğun en güzel anı yolculuğun kendisidir.” diyor mektubunda. Bu cümle sevginin özünü anlatıyor. Sevgi bir hedefe ulaşmak değil birlikte yürümek, birlikte durmak, birlikte susmak demektir. Gençler için bu cümle sevginin zamanla değil birlikte geçirilen anlarla ölçüldüğünü hatırlatmalı.

Ramazan Bey şöyle yazıyor: “Her şey söylendi. Her şey yaşandı. Her şey tamamlandı.” Bu cümle, sevginin doluluğunu anlatıyor. Gerçek sevgi eksik kalan değil tamamlanmış bir hikâyedir. Ve bu tamamlanmışlık, kayıptan sonra bile insanın içinde bir huzur bırakır.

Artık kelimeler değil yaşanmışlıklar konuşuyor. Ve bu sessizlik, sevginin en saf hâli olabilir. Fadime Hanım artık yok belki, ama Ramazan Bey’in kalbinde hâlâ yaşıyor. Çünkü gerçek sevgi, yoklukta bile varlığını sürdürür.

Bugünün dünyasında sevgi çoğu zaman hızla tüketilen bir şey gibi sunuluyor. Oysa Ramazan Bey’in hikâyesi bize gösteriyor ki, gerçek sevgi zamanla derinleşir. Fadime Hanım’ın hastalığında yanında olmak, onunla birlikte herseyi paylaşmak onun eksikliğini sessizlikle taşımak… bunlar sevginin en güçlü hâlleridir.

Sevgi bir ömür değil bir dua kadar sonsuzdur. Bazen bir yürüyüşte durup “Bu anı unutma” diyebilmektir; bazen bir annenin sessiz bakışında saklıdır. Bu satırları yazarken, kalbimde bir başka sevgi daha yankılandı. Rahmetli annem Safiye ABAOĞLU . Onun sessiz duası hâlâ içimde, ve onun sevgisi hâlâ yolumu aydınlatıyor.

Bu yazı sadece Ramazan Bey’in Fadime Hanım’a duyduğu sevdaya değil, aynı zamanda rahmetli anneme duyduğum özleme de bir selamdır. Çünkü gerçek sevgi sadece güzel sözler söylemek değildir birlikte yaşamak, birlikte susmak, birlikte eksilmek ve sonunda birlikte tamamlanmaktır. Sevdiğiniz kişiye her gün “iyi ki varsın” demeyi ihmal etmeyin.- ve hatırlanacak anılar verin. Çünkü bir gün o anılar sizi hayata bağlayacaktır.