BAKİ OLAN TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİDİR!
Büyük Ortadoğu Projesi (BOP), 2000’li yılların başında Amerika’nın öncülüğünde ortaya atılan bir plandı. Kâğıt üzerinde amacı; Orta Doğu’da demokrasi getirmek, halkların refahını artırmak ve özgürlükleri geliştirmekti. Ama işin aslı pek de öyle değildi. Bu projenin asıl amacı, bölgedeki ülkeleri zayıflatmak, enerji kaynaklarını kontrol altına almak ve Amerika'nın çıkarlarına uygun yeni sınırlar çizmeyi kolaylaştırmaktı.
Bu noktada Türkiye, sadece komşu bir ülke olarak değil, bölgedeki en güçlü aktörlerden biri olarak hedef haline geldi. Çünkü Türkiye, bu oyunu bozabilecek belki de tek ülkeydi.
BOP’un Gerçek Amacı:
Amerika, BOP’u tanıtırken güzel laflar etti: “Halklara özgürlük getireceğiz”, “Kadın haklarını geliştireceğiz”, “Eğitim sistemlerini düzelteceğiz” dedi. Ancak Irak’ın işgali, Afganistan’daki savaş ve Suriye’de yaşananlar bize başka bir gerçeği gösterdi: Bu işin içinde petrol, doğal gaz, silah ticareti ve jeopolitik hesaplar vardı. Kısacası mesele, demokrasi değil; kontrol, kaynak ve sınırlar meselesiydi.
Türkiye’nin Bu Oyundaki Yeri:
Türkiye, Asya’yla Avrupa arasında bir köprü. Hem Müslüman bir ülke, hem de demokrasiyi benimsemiş. Üstelik tarihi bağlarıyla Orta Doğu, Kafkasya ve Balkanlar üzerinde ciddi bir etkisi var. Yani sadece coğrafi olarak değil, tarihi ve kültürel olarak da bu bölgenin tam merkezinde.
Bu yüzden Amerika ve Batı, Türkiye’ye iki şekilde bakıyordu:
Ya yanımıza alalım, bizim politikalarımıza uyum sağlasın.
Ya da gücünü kırıp kontrol altına alalım.
Türkiye’ye Oynanan Oyunlar:
Bu projeyle Türkiye’yi doğrudan işgal etmediler ama farklı yollarla baskı kurmaya çalıştılar:
Etnik ayrılıkları kaşıdılar. Özellikle Kürt meselesini kullanarak Türkiye’yi içeriden bölmeye çalıştılar. Bunu yaparken hem PKK’yı hem de uluslararası desteği devreye soktular.
FETÖ’yü devreye soktular. Devletin içine yerleşmiş bu yapı, dışarıdan aldığı destekle 15 Temmuz’da Türkiye’ye açık bir saldırı gerçekleştirdi. Amaç, Türkiye’yi içeriden çökertmekti.
Medya ve STK’lar aracılığıyla kamuoyunu yönlendirdiler. Türkiye'nin dış politikaları, güvenlik önlemleri, ordusu ve hatta dini değerleri sorgulatıldı. Batı’nın çizdiği kalıpların dışına çıkan her adım, içeride bazı kesimler tarafından eleştirildi.
Türkiye’nin Cevabı ve Yeni Yönelimleri
Türkiye bu oyunları gördükçe, dış politikasını değiştirmeye başladı. Batı’ya tamamen bağlı kalmak yerine, Rusya, Çin ve Orta Asya ülkeleriyle yeni ilişkiler kurmaya yöneldi.
Ayrıca:
Suriye’deki iç savaşa müdahil oldu. Terör koridoruna karşı sınır ötesi harekâtlar yaptı (Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı gibi).
Savunma sanayiine yatırım yaptı. Kendi SİHA’sını, tankını, uçağını üretmeye başladı.
Milli çıkarları ön planda tutan bir dış politika izlemeye başladı. Artık "ne derler" diye değil, "bizim için ne doğru" diye hareket eden bir çizgi benimsendi.
Sonuç:
Büyük Ortadoğu Projesi, aslında bölgede bazı ülkeleri daha özgür yapmak için değil, daha zayıf ve bölünmüş hale getirmek için planlanmıştı. Türkiye de bu planın hedeflerinden biriydi. Ama Türkiye, diğer ülkeler gibi boyun eğmedi. Bazen ağır bedeller ödedi ama sonunda oyunu gördü ve kendi yolunu çizmeye başladı.
Bugün hâlâ bu proje tamamen ortadan kalkmış değil. Ama Türkiye’nin millet iradesiyle, devlet aklıyla ve jeopolitik konumuyla bu oyunu bozma gücü var. Yeter ki birlik içinde olalım, geçmişten ders alıp geleceği sağlam adımlarla kuralım.
Bir de bu kadar aşırı siyasileşmeyelim!
Türk Devleti her şeyin önünde ve üstündedir!
https://strasam.org/yazar/arastirmaci-yazar-oktay-iyisarac