ATATÜRK BÜYÜDÜKÇE BÜYÜYOR

Kursaklarında Atatürk'ün kurduğu Demir Çelik İşletmelerinin lokmaları bulunan sözde tarikat lideri Müslüm Gündüz, Yüce Öndere saldıranların kervanına katılmış. Demiş ki; "Biz Kemalizm'in belasıyız, Kemalizm'in kara belası. Ortaya çıkmayacaktık, çıktık; Kemalizm elini ayağını toplasın, gidecek, hiç çaresi yok"

Yıllardır, sağdan soldan Atatürk ve Cumhuriyet'e saldırırlar. Ancak, Atatürk öylesine güçlü bir kayadır ki, saldıranlar bir parça bile koparamazlar.

Bu saldırılar genelde Cumhuriyet Bayramı kutlamaları ve Atatürk'ü Anma Günlerinde yapılır.

Adlarını yazmasını bilmeyen, din ticaretinden insanları sömüren bu güruh Atatürk'e saldırarak gündemde yer tutmayı amaçlarlar.

Atatürk ve Cumhuriyete düşman olanlar bölücüler, gericiler ve liboşlardan oluşur. Çünkü, hepsinin de karın ağrısı vardır.

Bölücüler Atatürk'ü, ulus devlet oluşturduğu ve üniter yapıdan yana olduğu için sevmezler. Onlar, emperyalizmin kuklasıdırlar. Tarihe de kukla olarak geçmişlerdir. Şimdi de birilerinin piyonu olarak ülkeyi zayıflatmak ve güçsüz duruma düşünmek için rollerini oynamaktadırlar.

Şimdi de bir "barış" söylemi tutturmuşlar. Kimle kimin barış yapacağını ise es geçmektedirler. Etle tırnak olmuş etnik kimlikleri bölerek efendilerine hizmet etme yolunda yürümektedirler, sahte barış söylemcileri.

Son günlerin gündeminde, hep APO var. APO sanki bir barış elçisi gibi gösterilmeye çalışılıyor. Ülkenin siyaseti düzeysiz ve temelsiz olunca, bu gündemin arkasına takılıp gidiyor ülke insanı.
Ülkeyi yönetenlerin ve yönetmeye talip olanların, samimiyetsizliği de buna eklenince, ortaya karmaşık bir durum çıkıyor.
İlkesiz siyaset her yanıyla sırıtıp duruyor. Oradan oraya savruluyor.
Ayak oyunları, aradan dolanıp iki puan alma derdi bir taktik olarak kullanılıyor. Hiç akıllı siyaset kurgulayan yok.
Önce ülkem demesi gerekenler, önce “ben” ve “partim” dedikleri için bir adım ilerlenmiyor ve patinaj yapıp duruyor güzel memleketimiz.
Başta bulunanlar, ulus devlet tanımından bi haberler.
İki oy için, temele dinamit koymaktan bile çekinmiyorlar.
Ülke insanı, derin yoksulluğun içinde inim inim inlemekte iken, beylerin paşaların umurlarına gelmiyor. Onlar, maroken koltuklarda keyif yapıyorlar.
Misak-i Milli bilincinden uzak sergiledikleri tavırlar, bu ruhu anlayamadıklarını gösteriyor. Atatürk ve Cumhuriyete bir de gericiler düşmanlık beslerler. Çünkü, Cumhuriyet, onların din simsarı olduğunu ve halkı hurafelerle kandırarak, varlıklarına varlık kattıklarını ortaya çıkarmıştır.

Atatürk ve Cumhuriyeti entel takılan liboşlar da sevmezler. Onlara göre, Atatürk ve Arkadaşları, yeni düzeni eksik kurmuşlardır. Demokrasiyi getirmemişlerdir. Bu kalın kafalılar, o ortamda, demokrasinin nasıl getirileceğini bilemeyecek denli aymazlardır.
Hoş, onlar Atatürk’ü de anlayamadılar ya da anlamak istemiyorlar, dolayısıyla sevmiyorlar.
Atatürk gibi bir önderin gösterdiği yoldan sapışlarıyla, kendilerini günü birlik başarılı sayabiliyorlar.
Türkiye, karanlıklar içindeki Ortadoğu coğrafyasında bir yıldız gibi parlamıştır.
Bu parlama, emperyal güçlerin hiçbir zaman işlerine gelmediği için hep Türkiye’nin güçsüz duruma düşürülmesi için oyunlar oynanmıştır. Ne yazık ki, ülkeyi yönetenler de buna bilerek ya da bilmeyerek alet olmuşlardır.
Türkiye’nin temelleri sağlam atılmıştır. 102 yıldan bu yana bu yapı yıkılmaya çalışılsa da başarılı olunamamıştır.
Laik Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk’ün dediği gibi, bilime sarılmak zorundadır Gerici ve bölücü takımı bunu bildikleri için Atatürk’ü ve devrimlerini unutturmak istemektedirler. Ancak, onlar saldırdıkça Atatürk büyümektedir.
Bunun kanıtı, Cumhuriyet kutlamalarındaki coşkudur. Anıtkabir'e, halkın, çoluk çocuk, yaşlı genç, kadın erkek akın akın gitmeleridir.
Alanların milyonlarca insan tarafından doldurulması ve coşkulu kutlamalar, tüm dünyaya Cumhuriyet’in yıkılamayacağını, giderek güçleneceğini göstermiştir.
Saldırıldıkça büyüyen bir Atatürk varken, Cumhuriyet sonsuza değin yaşayacaktır.

Yel kayadan ne koparırsa, Atatürk'e saldırılarda da aynısı olacaktır. Müslüm Gündüz gibiler, tarihin çöplüğünde yerlerini alırlarken, Atatürk ve Cumhuriyet büyüdükçe büyüyecektir.